Kadın erkek ilişkileri geçmişten
günümüze pek çok belirsizliği barındırmakta. Erkekler genelde kendilerinden
istenileni yeterince yaptığını söylerken kadın kendisine ilgi
gösterilmediğinden yakınır. Psikolojinin kurucularından sayılan S.Freud dahi 30
yıllık araştırmalarına rağmen yanıtlayamadığı bir soru olduğunu kabul etmiştir:
“Kadın ne ister?”
Kadınlar yakın ilişki kurdukları
ve partneri olarak seçtikleri erkekler tarafından anlaşılmak isterler. Bir
erkeğin ve bir kadının ilişkilerinin arkadaşlıktan farklı olarak daha çok
yakınlık kazanmasındaki neden, bireylerin kendilerini dinleyecek ve hem
sıkıntılarını hem de sevinçli anlarını paylaşabilecek birini bulmuş olmalarıdır.
Ancak; kadınlar ve erkekler zamanla birbirlerini anlayamaz hale gelebilmektedirler.
Buradaki neden kadınların ve erkeklerin duygusal ifadelere yükledikleri anlamın
farklı olmasıdır. Kadınların duygusal zeka seviyelerinin erkeklerden daha
yüksek olduğu bilimsel araştırmalar doğrultusunda ortaya konmuştur. Bu da
onların, duygu çeşitliliğine daha fazla sahip olduklarını ve olaylara daha
duygusal yaklaştıklarını açıklamaktadır.
Araştırmalar göstermektedir
ki; kişilerarası ilişkilerde, sorumluluk
duygusunu taşıma ve empati kurabilme alanında kadınlar erkeklere; özsaygı ve
strese dayanıklılık alanlarında ise erkekler kadınlara oranla daha başarılı. Bu
durum, erkek ve kadın beyninin farklı çalıştığının da bir göstergesi.
Erkek uzun bir süre önce çiçek
almayı, çiçek aldım olarak görebilirken; kadın uzun bir süredir partnerimden çiçek
almadım olarak görebilir. Yani; Erkek genelde sonuç odaklıyken , kadın süreç
odaklıdır. Ancak; ilişki bir etkileşimi ifade etmektedir. Başarılı bir ilişki
için de değer verilen insanın değer verdiklerini önemsemek gerekir. Daha çok
kadınlarda görülen “Duygularla yaşama” durumu nedeniyle olumlu duyguları
dinamik tutabilmek adına birden fazla duyuya benzer zamanlarda hitap etmek
gerekli.
Bu noktada 3 ok modelinden
bahsetmek gerek: Söyle, Yansıt, Dokun.
Sık sık iltifat etmek, “Seni seviyorum” sözünden sakınmamak
gerekir. Çiftlerin ilişkilerinde birbirlerine özel hitaplarda bulunması
ilişkiye ait olma duygusunu da geliştirecektir ve bunlar, kulağa hitap eder.
Sevmek, soyuttur, sevgiyi somuta
dökmek gerekir. Bunun için sevgi davranışlara yansımalıdır. Hediyeleşmek, yemeğin birlikte hazırlanması, ev işlerinin
eşler arasında paylaşılması, ortak faaliyetler yapılması, birlikte bir şeyler
üretilmesi gibi etkinlikler sevginin davranışa dökülmesidir.
Dokunulmak ise güven duygusunu
artırır. Özellikle, sırt bölgesi güven duygusu için merkezdir. Bebekler
ağladığında annenin vereceği ilk tepki bebeği kucağına almaktır. Ten teması
yakınlığı pekiştiricidir. Eşlerin el ele tutuşması, işe giderken birbirlerini
öperek uğurlaması, omzuna dokunma gibi çabalar ilişkinin canlılığını korumada
etkilidir ve birbirlerine dair yakınlığı pekiştirir.
Huzurlu ve dinamik
bir ilişkiye sahip olma yolunda, 3 oktan birinin hedefe ulaşma olasılığı tek
okun olasılığından yüksektir.
( Bu yazı Gazetepress Gazetesi' nde 23 Eylül 2013 tarihinde yayınlanmıştır. http://www.gazetepress.com/2013/09/23/iliskide-3-ok-soyle-yansit-dokun/ )
( Bu yazı Gazetepress Gazetesi' nde 23 Eylül 2013 tarihinde yayınlanmıştır. http://www.gazetepress.com/2013/09/23/iliskide-3-ok-soyle-yansit-dokun/ )
Ceren Hanım, yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum. Başarılarınızın devamını dilerim :)
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum, iyi dileklerimle..
Sil