Yaşam mücadelesi olarak adlandırdığımız HAYAT' a yüklediğimiz
anlamlar var hepimizin. Yaşa uygun olarak da beklentiler, hayaller, arzular…
Bu hayaller içinde An’ da yaşamak zor ama güzelken, küçük ya
da büyük anımsatıcılar vardır geçmişi önünüze seren. Gün gün, defa defa,
ısrarla karşınıza çıkan…
Her biri sizin içinizde çözemediğiniz, bizim bitirilmemiş
işler olarak adlandırdığımız kahramanlar, olaylar.
Bazen hayaller vardır sizin olan, tam da sizin, ama yönünü sizin
çizemediğiniz.
Sizin olsa bile, ona şeklini siz veremezsiniz de kırılırsınız, kırıldıkça da geçmişte sonlandıramadığınız anılarınız birikir. Yola devam etmek de gerekir zaman akarken. Bu yolda ruhun nane şekeri olarak adlandırdığım bir gücü de hatırlatmak isterim: Affetmek… Bu duyguyu başarıyla sonlandırmadan içiniz acıyacaktır, öfkeniz artacak, kalbiniz delik deşik olacak, üzüntüden yorulacaksınız belki de . Devamında affetikleriniz içinizden kopup gidecek, ruhunuz ferahlayacak. Zor ama sonu güzel bir süreç…
Sizin olsa bile, ona şeklini siz veremezsiniz de kırılırsınız, kırıldıkça da geçmişte sonlandıramadığınız anılarınız birikir. Yola devam etmek de gerekir zaman akarken. Bu yolda ruhun nane şekeri olarak adlandırdığım bir gücü de hatırlatmak isterim: Affetmek… Bu duyguyu başarıyla sonlandırmadan içiniz acıyacaktır, öfkeniz artacak, kalbiniz delik deşik olacak, üzüntüden yorulacaksınız belki de . Devamında affetikleriniz içinizden kopup gidecek, ruhunuz ferahlayacak. Zor ama sonu güzel bir süreç…
Siz söküp atmadıkça ya da atamadıkça içinizden, bitirmedikleriniz
istemediğiniz anı olarak kalacak elinizde. Çünkü; bir şeyin ortaya çıkabilmesi,
sahip olunuşuna bağlıdır.
Affetmek durumu sıfırlamak ya da yok saymak değildir,
yaşanmışlığa rağmen sizi sıkıntıya uğratan duyguyu törpülemektir. Unutmak
mümkün olmadan can yakan duyguların kontrolünü eline almaktır, affetmek. Çünkü;
canınızı yakan yaşadığınız olumsuzluk mudur, yoksa ona ait duygunuzun şiddeti
mi?
Affetmek kolay gelmez insana. Ancak; yaşananlar karşısında:“Bunu
bana nasıl yaptı”, “Ben bunu hak etmiyorum”, “Neden ben?” …gibi sorularla BEN
zamirini kullanarak kendi için kendinin değerini ortaya koyar. O halde; affetmek için önce kendinizi
düşünün. Olaylara kızdıkça savaşa devam
edeceksiniz: Olay ve sizin aranızdaki kavgaya… Hatırınıza geldiğinde geçmiş ve
şimdiki değerliliğinizi, şu an sahip olduğunuz gücü, becerileri eşleştirin.
Kendi değerinizi düşünün. Siz değerliyken, kendiniz amaçlı ya
da amaçsız olarak “Ben” sözcüğünü “Ben de varım” düşüncesini dile getirirken öneminizi anımsayın öncelikle.
Düşünceler somuta geçmezse plan taslak halinde kalır. Bu
yüzden eyleme geçin. “Neyi, kimi, niçin affediyorum?” sorularını sorun kendinize.
Cevabı da yine kendiniz verin: Kimin için affediyorsun ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder